Davaya Cevap Dilekçesi Nasıl Verilir? Davaya Cevap Dilekçesi Nasıl Verilir?
Tarafınıza bir dava açıldığı zaman davanın açıldığı mahkeme tarafından size, davanın açıldığı mahkeme tarafından bir tebligat zarfı içinde bir dava dilekçesi yollanır. Bu dava dilekçesinde size dava açmış olan davacının tüm iddiaları ve talepleri yer alır. Dava dilekçesinde yer alan iddia ve taleplere cevap vermek önemlidir. Çünkü cevap dilekçesi vermeyen davalının Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca delil sunma ve tanık dinletme hakkı da ortadan kalkmaktadır. Cevap dilekçesini vermek de yeterli değildir. Aynı kanun uyarınca cevap dilekçesinin yasanın belirlediği süre içerisinde de verilmesi gerekir.
Davaya Cevap Süresi Ne kadardır?
Davaya cevap süresi HMK da tebliğden itibaren 2 hafta şeklinde düzenlenmiştir. Yani dava dilekçesi size postacı tarafından getirildiği tarihten itibaren 2 hafta içinde davaya ilişkin cevaplarınızı içeren cevap dilekçesini mahkemeye teslim etmeniz gerekir. Eğer sizin de karşı taraftan bir talebiniz varsa cevap süresi içinde karşı dava açarak bu talebinizi sunabilirsiniz. Karşı davayı da aynı yeni açıyormuş gibi taleplerinizi içeren bir dava dilekçesi yazarak ve gereken harçları mahkeme veznesine ödeyerek açabilirsiniz. Cevap süresi içinde karşı davanızı açmazsanız yeni bir dava açmanız gerekecektir. Bazı olağanüstü durumlarda bir kereye mahsus olmak üzere 2 haftalık cevap süresinin uzatılması mahkemeden istenebilir.
Davaya Cevap Dilekçesi Nereye Verilir?
Davaya cevap dilekçesi davanın açılmış olduğu ve size dava dilekçesini tebliğ etmiş olan mahkemeye verilir. Cevap dilekçesinde mahkemenin adı, dava dosyasının numarası ve davacı, davalı bilgileri ile davaya karşı vereceğiniz cevaplar ve delilleriniz bulunmalıdır.
Davaya cevap verilmezse ne olur?
Cevap dilekçesini 2 haftalık süre içerisinde mahkemeye sunmayarak davaya cevap vermeyen taraf ilk itiraz ve def’i denilen hususları, yeni vakıa ve delillerini ileri süremeyecektir. Davaya cevap vermeyen davalı, davacı tarafın iddialarını inkar etmiş sayılacaktır. Böylece sadece, davacı tarafın sunduğu vakıalara karşı cevap verebilecektir. Yani Hukukta “Sükut” ikrar değil inkar kabul edilmektedir. Ancak bir takım hak kayıpları yaşanmaması için mutlaka Usul Kanununda düzenlenen sürelere uymak gerekmektedir. Aksi halde haklı iken haksız duruma düşme sonucu ile karşılaşılması söz konusu olabilir. Hak kaybı yaşamamak ve hukuki haklarınızı tam anlamıyla kullanabilmek için bir hukukçu yardımı almak yararınıza olup ileride daha çok hukuki ve maddi kayıp yaşamanıza engel olacaktır.