Yaşanabilir Bir Dünya İçin Neler Yapmalıyız? Dünyayı Korumak İçin Neler Yapmalıyız?

Gelecek Nesillere Yaşanabilir Bir Dünya Bırakabilmek İçin Neler Yapmalıyız?

Dünyamız bizim evimiz ve başka evimiz yok. Maalesef ki biz insanlar elimizdekiler tükenene kadar değerini bilmiyoruz. Dünyamızı nasıl koruyacağımızı ve gelecek nesillere nasıl yaşanılabilir bir dünya bırakabileceğimizi öğrenmeli ve bu konunun ciddiyetinin farkına varmalıyız. Bilinçlenmeli ve bilinçlendirmeliyiz. İçinde yaşadığımız yuvamız, bu sanat eserini dünyanın kıymetini bilmeli ve sahip çıkmalıyız.

Doğal güzelliklerimiz kirli havayla karışmadan, ormanlarımız beton yığınlarına dönmeden, hayvan dostlarımız ölmeden, sularımız kirlenip çiçeklerimiz solmadan, dünya ellerimizden kayıp gitmeden elimizden geleni yapmalıyız. Peki ne yapabiliriz? Şimdi birlikte daha güzel bir dünya için neler yapabileceğimizi öğrenelim.

⚠️İhtiyacımız kadar kullanmalı ve israftan kaçınmalıyız.

İnsanların bile bir sonu var. Elimizdekiler de sonsuz değil tabii. Bu yüzden ihtiyacımız kadarını kullanmalı, elimizdeki kaynakların sınırlı olduğunu bilmeli ve israftan kaçınmalıyız. İhtiyacımızdan fazla tüketimi sınırlandırmaya çalışmalı ve değerlendirmenin bir yolunu bulmalıyız.

Daha da açmak gerekirse;

Giymediğimiz, bize küçülen yada olmayan ihtiyaç fazlası kıyafet ve eşyalarımızı ihtiyaç sahiplerini, vakıflara, derneklere ulaştırmalıyız.
Enerjiyi dikkatli kullanmalı, dişlerimizi fırçalama esnasında musluğu kapamalı, bulaşıkları bulaşık makinesinde yıkamaya özen göstermeli, ihtiyacımız olmayan elektrikli aletleri ve şarjları kullanmadığımız zamanlar fişten çıkarmalı, gerekli olmayan yerlerde ışıkları söndürmeli, duşta gereğinden fazla saatlerce durmamaya dikkat etmeli, enerji tasarruflu beyaz eşyalar satın almalıyız vs...
Tüketmediğiniz meyveleri atmak yerine reçel ve komposto yaparak yenilebilir hale getirip, değerlendirin.

⚠️ Geri dönüşüme önem vermeliyiz.

Geri dönüşüm , geri dönüştürme ve yeniden değerlendirme imkanı olan atıkların belirli işlemlerden geçirilerek ürerim sürecine tekrardan dahil olmasıdır. Daha derin açıklayacak olursak, kullandıktan sonra atığa dönüşen malzemelerin fiziksel ve kimyasal aşamalardan geçerek geri dönüştürülüp hammadde olarak geri kazanılması durumudur. Peki neden geri dönüştürüyoruz? Geri dönüşümdeki asıl amaç kaynakların fazla ve gereksiz kullanımının önemine geçebilmek ve atık çöp oranını azaltmaktır. Elektronik atıklar, alüminyum, ahşap, kompozit, pil, motor yağı, çelik, plastik, kâğıt ve cam gibi maddeler geri dönüştürülebilen maddelerdir. Ayrıca geri dönüşüm ülke ekonomisi içinde ciddi derecede önemli rol oynar.

Gelelim geri dönüşüme katkı sağlamak için yapabileceğimiz uygulamalara:

Kullandığınız yağları lavabolardan dökmek yerine geri dönüştürmek için toplayan birimlere ulaştırmak üzere ayırın.
Bitmiş pillerinizi de aynı şekilde toplayın ve bunun için ayrılan geri dönüşüm kutularına atın.
Kıyafetlerinizi en ufak bir lekelenme yada yırtıkta hemen çöpe atmayın. İnternette bulabileceğiniz birçok fikir mevcut. Yama yapabilir, pantolonları keserek şort yapabilir, ya da kıyafetlerinizi farklı şeyler için değerlendirebilirsiniz.
Cam, plastik, kâğıt gibi geri dönüştürülebilen attıkları farklı kutularda ayırarak biriktirin ve geri dönüşüme kazandırın.

⚠️ Doğaya çok zararı olan zehirli gazların kullanımı konusunda çok dikkatli olmalıyız.

Okuduğum bir yazıda öğrendiğim şu bilgi çok dikkatimi çekmişti. Başlığımız zehirli gazlar olduğu için hemen sizinle paylaşmak istiyorum. “Sanayi Devrimi'nin başladığı 18. yüzyıla oranla, örneğin 1750 yılı ile karşılaştırıldığında, bugün, atmosferdeki karbondioksit oranı yüzde 40 arttı.” Bu haberden de anlayacağımız üzere sanayileşme ile atmosfere salınan zehirli gazların oranı gittikçe artmış durumda. Sanayisi gelişmiş ülkelerde zehirli gazların atmosfere salınım oranı çok daha yüksek durumda. Zehirli gazların birçok hastalık, atmosfere zarar verme, yeryüzündeki ısının uzaya ulaşmasını engellemek gibi bir sürü zararı var.

Buda tertemiz havayı nefesimizi kirletiyoruz demek oluyor. Peki bizler neler yapabiliriz gelin birlikte inceleyelim.

Fidan dikme alışkanlığı edinmemiz bu noktada çok önemli. Bildiğiniz üzere ağaçlar karbondioksiti emer ve oksijen verir. Zehirli gazlarla ettiğimiz mücadelede ağaçlar kalkan gibidirler. Eğer fidan dikme alışkanlığı edinemiyorsanız bile yediğiniz bitkilerin tohum ve çekirdeklerini her fırsatta toprağa gömerek kalkanı güçlendirmeye yardımcı olabilirsiniz.
Kullandığımız oda spreyleri, parfüm ve kokular ozan tabakasına ciddi derecede zarar veren gazlardır. Bu tür ürünlerin kullanımını en aza indirmeye çalışmalı yada cilt sağlımız içinde zararlı olan bu ürünlerin kullanımını bırakın evde kendi esans ve kokularınızı internet yardımıyla yapmayı öğrenin.
Bildiğiniz üzere taşıtlar da çevreye zehirli gaz salınımı yapıyorlar. Bu yüzden olabildiğince toplu taşıma araçlarını kullanmalı hem sağlımız için hem de zehirli gaz salınımının önüne geçebilmek için kısa mesafelere yürüyerek gitmeli ve bisiklete binme alışkanlığı kazanmakta fayda var.

⚠️ Plastik tüketimini en aza indirmeye çalışmalıyız.

Hem çevreye hem de insan sağlığına ciddi derecede zararlı olan plastik gerek maliyetinin düşük oluşu gerekse kolay işlenebilme, hafif ve esnek olması sebebiyle hayatımızın her alanında en çok kullandığımız malzemeler arasında. Plastik; İnşaat, otomotiv, beyaz eşya, oyuncak, bahçe malzemeleri, mutfak eşyaları, paketleme, diş macunları, kişisel temizlik ürünleri gibi birçok alanda hayatımızın içinde.

Hayatımızın bu kadar içinde olan bu zararlı ürünün tüketimini azaltmak için neler yapmamız gerekiyor?

Meyve ve sebze gibi ürünleri plastik kutular içinde almamaya özen gösterin.
Plastik poşetleri hayatınızdan tamamen çıkarın plastik poşetler yerine bez yada file gibi farklı torbalar kullanabilirsiniz.
Ambalajlı gıda alımını olabildiğince aza indirmeye çalışmalıyız.
Plastik çatal, kaşık ve bıçaklar yerine metal tercih etmeye özen göstermeliyiz.
Vazgeçemediğimiz çoğu kozmetik ürünleri de göründüğü kadar masum değil.
Kozmetik ürünleri alırken ürünlerin etiketlerini kontrol ederek (PE),(PP),(PET),(PMMA),(PTFE) ve naylon içeren ürünler almaktan olabildiğince kaçınmalıyız.

Bu konuda edindiğimiz bilgileri çocuklarımızla ,yeni yetişen nesille paylaşmalı ve bu muhteşem dünyayı korumak için elimizden gelen herşeyi yapmalıyız. Dünyadan başka yuvamız yok. Doğal güzelliklerimizin yerini beton yığınlarının almasına izin vermeyin. Masmavi gökyüzünü karanlıklara çevirmeyin. Olabildiğince duyarlı olup bu konuda yanlış davranışlarda bulunanları uyarın. Bu muhteşem dünya hepimizin...