Osmanlı Adliye Teşkilatı? Osmanlı da Adliye Nedir? Osmanlı Adliye Teşkilatı?

Osmanlıda Adiye Teşkilatı hakkındaki her şey...

Osmanlı Adliye Teşkilatı? Osmanlı da Adliye Nedir? Osmanlı Adliye Teşkilatı?

OSMANLIDA ADLİYE TEŞKİLATI

Adalet teşkilatını kurarken kendinden önceki islam devletlerini rol model alan Osmanlı Devleti, daha kuruluşundan itibaren bu işi sağlam esaslara bağlamıştı. Bu teşkilatta davalara, devletin en yüksek dereceli hakimleri olan kazaskerler ile onlara bağlı görev yapan kadılar bakarlardı.

Kadıların her türlü müdahaleden uzak bir şekilde hüküm verebilmeleri için başarılı bir sistem kurulmuştu. Kadı olabilmek için yüksek dini ilimin yanında fenni bilgilerinde okutulduğu medreselerden mezun olma şartı vardı. Bu medreselerden mezun olan kadılar bir süre bekledikten sonra görevlerini icra edebilirlerdi.

Kadılar, doğru kararı verebilmek için dava konusunu iyi bilen birkaç kişiyi de beraberinde bulundurur, hükümde yanlışlığa düşmemek için bulunduğu yerin müftüsüne de başvurabilirlerdi. Müftü, bir konuda dini hükmün ne olduğunu bildirmekle mükellef iken kadı aynı zamanda verdiği kararların uygulayıcısıydı.

Kadının verdiği kararı bölgenin en büyük idari amiri olan beylerbeyleri veya sancakbeyleri bile değiştiremezdi. Çünkü bu isimler sadece idari işlerden sorumlu olup adli işlere karışamazlardı. Kadının verdiği kararı bozabilecek tek makam İstanbul’da bulunan Divân-ı Hümâyun’du. Dava buraya iletilirse dava konusu incelenir ve haklılık durumuna göre kadının kararı bozulabilirdi.

Zımmi denen gayrimüslimler de amme davalarında ve ağır ceza konularında kadıya müracaat ederlerdi. Bir Müslüman ile Hristiyan arasındaki davaya yine kadı bakardı. Ancak gayri müslimler kendi aralarındaki sorunları kendi mahkemelerinde çözümleyebilirlerdi. Osmanlı devleti asayişi bozmayan gayri Müslimlerin iç meselelerine müdahale etmezdi.

Eyalet, sancak, kaza ve nahiyelere kadar bütün yerleşim birimlerindeki kadıların ilk amiri kazaskerdi. I.Murat zamanında kurulan kazaskerlik makamına ilk olarak Çandarlı Kara Halil tayin edilmişti. 17. Yüzyıla kadar sadrazam ve padişahın tasdiki ile belirlenen kazaskerler bu yüzyıldan itibaren şeyhülislamın belirleyip padişahın onaylaması ile seçilmeye başlanmıştır.


Blog Forum

5445 Blog Yazdı...

Yorumlar