Atatürk Neler Yaptı Kısaca? Atatürk Vatanı İçin Neler Yaptı Kısaca?

Yüreğimizdeki Kahraman'ı bir de yazarlarımızın gözünden görün...

Atatürk Neler Yaptı Kısaca? Atatürk Vatanı İçin Neler Yaptı Kısaca?

Yüreğimizdeki Kahraman

Bir güneş yatıyor Anıtkabir’de. Vatan toprağının üzerine birikmiş simsiyah bulutları darmaduman edecek kudrette.

Bir rüzgâr yatıyor Anıtkabir’de. Toplumun yüreğine çöreklenen umutsuzluk tohumlarını çok uzaklara savurmayı varlığının temel gayesi kabul eden.

Bir çiçek yatıyor Anıtkabir’de. İhtiyaç duyduğumuzda dost kokusu niyetine içimize çekmekten büyük keyif aldığımız.

Her şeyini kaybetmekte olan bir millete hayat veren, vatan topraklarının işgal kuvvetlerinden kurtulmasını sağlayan, çağdaşlık ülküsünü bütün fertlerin zihinlerine yerleştiren, ulu önder, eşsiz kahraman, Türk ulusunun ilerleme gücü, Mustafa Kemal Atatürk yatıyor Anıtkabir’de.

Halkın ıstıraplarına son vermek için, Türk milletinin bizatihi yarattığı bir liderdi O. Osmanlı Devleti’nin son demlerinde batı tarzı örnek alınarak oluşturulmuş okullarda eğitim gördükten sonra teknik yapısı zayıflayan Osmanlı ordusunun faydalı bir mensubu oldu. Kendisine verilen görevleri başarıyla icra etti.

1918’de Mondros Mütarekesi’yle başlayan süreç en çok O’nu üzmüştü. Herkes, ülkede işgalcileri kabullenerek kurtuluş çaresi ararken Mustafa Kemal, tam bağımsız bir ülke arzusunu sürekli dile getirdi.

Ve istediği koşulların oluşmasıyla 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıkarak kurtuluş mücadelesini resmen başlatmış oldu. Bu çetin mücadele, büyük ölçüde O’nun kılavuzluğuyla kazanıldı. Vaziyetin kötüleşmeye başladığı zamanlar tüm sorumluluğu tek başına üstlenmesini bildi.

İşgalci devletler yurttan atılınca bu kez ülkenin bilimden sanata, ekonomiden siyasete her alanda ilerlemesi, gelişmiş milletler seviyesini yakalaması için sabırla çalışmaya başladı. Bugün sahip olduğumuz birikimlerin, hakların pek çoğu, işte o çalışmaların ürünüdür.

Atatürk, bir kurtarıcının yapabileceği her şeyi yaptı. Zihnini, yüreğini, sevgisini bütünüyle milletine adadı. “Boz kanatlı üveyikler, Edirne’den Ardahan’a kadar” O’nun sayesinde uçabiliyor; “mavilerde yeşeren yaprak” Atatürk’le hayat buluyor; Kızılırmak, Sakarya, özgürlüğüne, O’na akıyor; koskoca Ağrı, bütün heybetine aldırmadan gözyaşı döküyor; bebeler O’nun sayesinde hayatı selamlıyor; ülkemin renkleri Atatürk’ün zaferiyle süslenip dört tarafa dağılıyor, gökkuşağı oluyor… Atatürk, Türkiye oluyor.

Elli yedi yaşında kaybettik O’nu. Elli yedi uzvumuz elli yedi kere sızladı. Fakat bugün sadece üzülmüyoruz. O’nun örnek yaşamından, gayretlerinden feyz alıyor, millet olarak, Atatürk gibi bir öndere sahip olmaktan kıvanç ve mutluluk duyuyoruz. Bu kıvancımızı idame ettirmek istiyorsak Atatürk’ü çok daha iyi anlamaya çalışmalıyız.  Atatürk’ü anlamak, hakikati anlamaktır çünkü.

            “Çiziyor ufka batan bir güneşin heybetini

            Büyüyor gökten inip toprağa yaklaştıkça

            Büyüyor gitgide gözlerden uzaklaştıkça”

Yukarıdaki dizelerde ne güzel söylemiş Orhan Seyfi: Atatürk yıllar geçtikçe içimizde büyümeye devam eden tarifi zor bir olgunun adıdır. Ve yürekten yüreğe akarak mütemadiyen büyüyecektir.


Blog Forum

5445 Blog Yazdı...

Yorumlar